Dolar Yorumu

7 Temmuz 2021 Dolar Yorumu Dolar’ın Ağustos Depremi Geliyor

06.07.2021
270
7 Temmuz 2021 Dolar Yorumu Dolar’ın Ağustos Depremi Geliyor

7 temmuz 2021 detaylı dolar yorumu ; Açıklanan enflasyon verileribeklentilerin üzerinde çıktı. Faiz ve enflasyon arasında uyuşmazlık devam ediyor. Merkez Bankası faiz düşürme kararı alamadığı gibi , faizleri yükseltmek zorunda kaldıkları bir çıkmazın içerisine girmiş durumdalar.

7 Temmuz 2021 Dolar Yorumu , Amerika da Sular Durulmuyor !

Piyasalar  ABD’ de Tarım Dışı İstihdam verilerine kitlenmişti . Açıklanan istihdam verisi beklentinin üzerinde ve 800 Bin dolar olarak açıklandı. Bu olumlu veri ile birlikte daha önce ABD de ki yüksek enflasyonu ve oradaki nominal ve reel ücret artışı birlikte değerlendirilmesi gerekiyor.

İlginç bir şekilde bugün istihdam verisi yükselirken, işsizlikte %5,9 yükseldiğini görüyoruz. Nominal ücret artışında da bir gerileme var.

 

FED Açıklamaları ve Dolar Üzerindeki Etkisi

ABD FED’in enflasyonun zirvede kalmayacağı açıklaması , Mart 2021’de verilen 2 Trilyon Dolara yakın teşvik paketinin etkisi ve ertelenmiş talep,arz ,tedarik zincirlerinde ki aksaklıklar nedeniyle Nisan,Mayıs,Haziran aylarında yükselişe geçen enflasyonun zirveden döneceği değerlendirilmişti.

Bu eğilim FED’in iddia edildiği gibi 2022 yılında faiz artırımı gitmesi için yeterli değil, aynı zamanda tahvil alım programını 125 Milyar Dolardan aşağıya çekmesi 2022 yılı Mart ayından önce mümkün gözükmüyor.

Mevcut veriler değerlendirildiğinde Dolar endeksi için üste 93 ,94 seviyesini kritik bir eşik ve bu eşiği geçebilmesi pek kolay gözükmüyor. Euro/ Dolar paritesinde 1,1740 , 1,2380 arasındaki aralık takip edilmeli gerekiyor.

İstihdam Verileri ile Dolar Endeksinde Geri Çekilme

Bugün istihdam verisi açıklandıktan sonra Dolar endeksi 93 seviyesine doğru hareketlenmekle birlikte tekrar 92,83 geriledi,bu veri altın yatırımcısı için umut verici. Çünkü ,nominal ücret artışının devam etmiyor olması, işsizlik rakamlarının artmaya başlamış olması , salgında Delta varyantının yarattığı risk ,aşılamanın yavaş ilerliyor olması, aşılamaya rağmen İsrail’de 3 kişiden birinin enfekte olması ve Avrupa’da ki vaka sayılarında artışın görülmesi, önümüzdeki aylarda yavaşlama ABD FED’i teyid edecek.

Bu mevcut belirsizlikte enflasyon seviyesinin tekrar aşağıya ineceği ve faiz artışının 2023 yılından önce mümkün olmayacağı bir senaryoda,zaten değer kazanmış olan Doların yeni olumlu veriler gelmeden endeksin 94 seviyesinin üzerine çıkması mümkün değil.

TÜİK Enflasyon Verileri Gerçeği Yansıtmıyor !

TÜİK enflasyon verisi %16,5 olarak açıklamış olmasına rağmen gerçek enflasyonun %35-40 olduğu bilinmekte.
Elektriğe son 3,5 yılda toplam %122 zamlandı.
Haziran enflasyonun gerçek orandan daha düşük göstermek için zamlar Temmuz ayında açıklandı.
Kısa çalışma ödeneği,tek taraflı fesih hakkı ,işten çıkarma yasağı,ücretsiz izin hakları sona erdirildi.
Zamlarla birlikte işten çıkarmalar başladı..

Merkez Bankası Kararları Uygulanmaya Başladı

Merkez Bankası Başkanının Bankalar Birliğiyle yaptığı toplantı sonrası alınan kararlar uygulanmaya başlandı.
*100 Doların 21 Doları Merkez Bankası’na
Vadesiz ihbarlı,1 aya,3 aya,6 aya ve 1 yıla kadar vadeli yabancı para cinsi zorunlu karşılık oranları %19’dan %21’e çıktı
1 yıl ve 1 yıldan uzun vadeli döviz için %13’ten %15’e yükseltildi.
TL cinsinden munzam karşılık tutarı 13,2 Milyar TL.
Döviz cinsinden zorunlu karşılık tutarı yaklaşık 2,7 Milyar Dolar artacak.

Merkez Bankası Döviz Rezervi Ne Kadar ?

Türkiye Merkez Bankası döviz rezervinin eksi 60 Milyar Dolara yaklaştığını itiraf eden bir karar daha aldı ve yabancılar şu yorumu yapıyorlar, alışık olmadık para politikası araçlarına gerimi dönülüyor.
Döviz mevduatlarının çözülmesi için polisiye tedbirler uygulanacak.
Bankalara TL kredi vermeleri için baskı uygulanacak, diğer taraftan Döviz mevduatının maliyetini artırarak Bankaları caydıracaklar .

Bu uygulamalar mudiyi dövizden vaz geçirecek mi? Bankalarda geçen hafta itibari ile Döviz mevduatı 650 Milyon Dolar daha artı ve 227 Milyar Dolara yakın döviz hesabı bulunmakta.
Bankalardaki mevduatların %55 dövizde, bu da Türk lirasına güvenin kalmadığının göstergesi.
Dolar 8,70 TL civarında haftayı kapattı ama 8,80 TL duvarını yıkmamak ,8,81 TL kontratı VİOP’ta zarar etmemesi için Dolar ve Altın satışı yapıldı.
Önümüzde ki günlerde Dolarda 8,80 TL duvarının da yıkılacağını göreceğiz.

Bu Kriz Daha Öncede Yaşanmıştı !

Bugünü anlamak için geçmişe bakmak gerekiyor. Bugün yaşadığımız kriz ilk defa yaşanmıyor. Bu 100 yılda 1918-1920 arasında yaşanan İspanyol gribini hatırlamakta fayda var,krizde 100Binlerce insan hayatını kaybetti.
Dünya Çin’de başlayan salgının ,Çin’le sınırlı kalacağını düşündü.
Yaşadığımız bu süreci doğru analiz edebilmemiz için ,İspanya’da yaşanan 1918 ve 1920 aralığına yaşanan büyük salağını ve sonraki süreçte yaşanan büyük ekonomik buhranı çok iyi okumak gerekiyor.
Wall Street’e başlayarak ,Avrupa’yı ve Asya ülkelerine kadar yayılarak tüm Dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz ve hemen ardından gelen 2. Dünya Savaşı.
Bundan sonraki süreçte de bunlar yaşana bilir mi yada benzer senaryolar yaşanır mı? Aslında tüm Dünya bunu ve pandemiden çıkışı konuşmaya başladı. Hastalığa giriş sürecinin etkileri bizleri büyük bir bilinmezliğe sürükledi ,ekonomide büyük dalgalanmalara neden oldu ve Milyonlarca insan maalesef hayatını kaybetti. Pandemi sonrana dair en çok gündemi oluşturan konuşulan konu ise ekonomi.
İspanyol salgını sonrası 1920 -1928 de yaşanan altın çağı gelişmiş olan ülkeler yaşadı, gelişmekte olan ülkeler ise hastalığın bedelini ve ekonomik krizin faturasını çok ağır ödedi.
Altın çağ sonrası 1928 de yaşanan krizi Türkiye nasıl atlattı sorusunun cevabı ise çok sabit M.Kemal Atatürk ve arkadaşları vardı.
Bu holiganca bir siyasi bakış açısıyla yapılan bir değerlendirme değil o günlerde liberal ekonomi uygulanıyor.Serbest piyasa ekonomisi, özgür sermaye ve özel sermayenin teşviki söz konusu , bugün ki iktidar o günlerdeki ekonomik politikayı taklit etmiş olsaydı belki de bugün yaşanılan sıkıntılar yaşanmayacaktı.
Türkiye 1928 sonrası Rusya ile ekonomik olarak yakınlaşarak ,planlı karma ekonomi kabul ediliyor ve M.K.Atatürk o dönem bu kararından dolayı Komünizme yaklaşılıyor diye çok ciddi eleştirilere maruz kalıyor. Tüm bu eleştirilere rağmen ekonomik modelin planlı karma ekonomi olması gerektiğinin altını çiziyor.
  • Planlı Karma Ekonominin temel noktalarından birisi; 5 yıllık kalkınma planın sanayi ve tarım alanında doğru uygulanması
  • Türkiye o dönemde kendi kaynaklarını kullanarak üretim yapılmasınına karar veriyor. Önemli kaynağımız olan tarım ürünlerini sanayileştirmeye, iç ve dış piyasaya satış yaparak gelir elde etme kararı alıyor.
  • Devletin Regülasyon yapmasına,özel sektörün var olamayacağı alanlarda var olmasına tarım ve ağır sanayinin geliştirilmesi kararları alınıyor.
1928’de Wall Street’e bir gecede patlayan kriz ,tüm Dünya ekonomisin çökmesine sebeb oluyor. Aslında çöken Liberal sistem oluyor. Liberal sitemin, serbest ekonominin çökmesiyle birlikte, planlı karma ekonomi tercih eden ülkeler başta Rusya ve Türkiye olmak üzere inanılmaz bir kalkınma sürecine giriyorlar.
Bu süreçte sanayileri, tarımı geliştiriyor, ekonomilerini büyütüyor ve işsizliği azaltıyorken , bütün Dünya 10 yıl boyunca sıkıntı yaşarken , Almanya’da hiper enflasyon patlıyor ki bu beraberinde Adolf Hitler’in iktidara gelmesinin temel kaynağıdır.
Tüm yapılan baskılara rağmen Türkiye 2 Dünya Savaşına girmiyor, Milyonlarca insan bu kez hastalıktan değil savaştan hayatını kaybediyor , özellikle Avrupa’da.
O dönemde önlem olarak depolanan hububatın bir kısmının çürümesi içerde kıtlığa ve ekmeğin karneye bağlanmasına neden oluyor ama insanımız can kaybı yaşamıyor. Bu sürecin ardından Türkiye 1950’lere kadar kalkınmasını sürdürüyor.
Büyü İspanyol gribinin yarattığı korku insanları evlere kapatıyor , ekonomilerde ciddi daralmalar görülüyor. Bu daralmalar sonrasında ülkeler ekonomileri küçülüyor ama hemen ardından 1920’de büyük serbestleşmenin gelmesiyle Altın Çağı başlıyor. İçinde bulunduğumuz pandemiden çıkış o dönemle bire bir örtüşüyor.
Ağustos ayı itibarıyla ABD FED Başkanı Jetome Powell’ın bir açıklama yapması bekleniyor.
Bu açıklamada varlık alımlarını azaltması yada çok şahin açıklamalar yapması bekleniyor. ABD ‘de ki diğer eyalet FED başkanları varlık alımlarının öne çekilmesinin gerekliliğini konuşmaya başladılar. 2022’de mutlaka bir faiz artışı sürecine girilmesi gerektiği de diğer konuşulan bir konu.
Tüm bu konuşulanlara rağmen Powell yaşanan enflasyonun geçici bir artış olduğu iddiasını sürdürüyor ve bu nedenle faizleri artırımayacağını,varlık alımını azaltmayacağız ancak bu salgının nereye doğru verileceğiyle ilgili öngörülerinin olmadığını ifade ediyor.
Ancak veriler böyle gelmeye ve enflasyon yükselmeye devam ederse mecburen Ağustos ayında şahin bir açıklama yapmak zorunda kalabilir.
  • Powell şahin bir açıklama yaparsa ,varlık alımlarını her an öne çekebiliriz derse yada bunun işaretlerini verirse gelişmekte olan ülkelerde Dolar şokları yaşana bilir. Rusya ve diğer gelişmekte olan ülkeler bu olasılığa karşı faiz artırımına giderek döviz rezervlerini güçlendirme yolundalar. Türkiye’de durum daha ise eksi dolar rezervinden dolayı riskli durumda.

Merkez Bankası Swaplar ile Ne Yapmayı Planlıyor ?

Türkiye Merkez Bankası swaplar çıkartıldığında eksi 56 Milyar Dolar negatif durumda, bu nedenle dövizin yükselişini durdurmak için döviz satma ihtimali çok düşük.
Diğer bir olasılık ise Merkez Bankası faiz artırımına gidebilir ,bu enflasyon ortamında faizleri ne kadar artırırsa artırsın insanların dövize olan talebini ve yabancıların çıkışını engellemeyecektir.
Merkez Bankası çok yüksek faiz politikası uygular ise o zamanda piyasanın kitlenmesine sebeb olur.Bu durum firma ,banka batıkları ve işsizliğin artması anlamına gelir ki bu riski göze alacakları düşünülmüyor. Ağustos ayından sonraki süreçte çok dikkatli olmak gerekiyor .
  • Powell şahin bir açıklama yapmaz ise Eylül ve Aralık ayını beklemek gerekiyor. Bütün piyasalar bu süreçte teyakkuz da olacak. Bu teyakkuz beklentisiyle birlikte yine dövizde ufak ufak yükselmeye devam edecek.
  • Varlık alımı , faiz artışı gecikirse, bu bol paradan dolayı Altın Çağ denilen süreç ve beraberinde tüketim hızla yayılır.
  • Gelişmekte olan ülkeler parasal genişlemeden kısa vadede fayda sağlaya bilir.
  • Türkiye bu sürece girerken doğru hazırlıklar yapmaz ise çok ağır bedeller ödemek zorunda kalabilir. Ne o büyük ekonomik buhrandan ne de savaştan kurtula bilir.
  • Türkiye bugünden hazırlıklarını yapmalı ve tekrar kendi öz kaynaklarıyla üreten ülke haline gelmeli. Kendi kaynaklarını doğru belirlemeli.
  • Tarıma tekrar ağırlık vermeli
  • Kobi’ler desteklenmeli
  • Sanayi alt yapısını iyi değerlendirmelidir
  • İşsizliği hızla azaltmalıyız
  • Gelir düzeyini artırarak, gelir dağılımında ki eşitsizliği azaltmak zorundayız, bu saye de enflasyonla baş etmek kolaylaşacaktır. Yüksek enflasyona rağmen insanlar fakirleşmeyecektir. Türk-İş’in yaptığı son araştırma raporuna göre açlık sınırı 2.830 TL .Asgari ücret açlık sınırının altında kalıyor ki bu yoksullaşma ve gelir dağılım adaletsizliği demek. Türkiye ‘de %80 üzerinde yoksullaşmış insanımız var.
Türkiye bunları gerçekleştire bilirse Altın Çağı yakalar ve süreci kendi lehine çevirirse, kısa sürede bu süreçten güçlenmiş olarak çıkabilir.

Bir önceki yazımız olan 2 Temmuz 2021 Dolar Yorumları Ortalık Toz Duman başlıklı makalemizde 2 Temmuz 2021 Dolar Yorumları hakkında bilgiler verilmektedir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.